HABERLER
ZEMİNLERE DİKKAT!
Ulusal Zemin Güvenliği Enstitüsü kurucusu Dr. Gültekin Coşkun, yaya yüzey zemin kaplamalarının kayma risklerinin belirlenmesi ve güvenlik sınıflaması konusunda gazetemize açıklama yaptı.
Coşkun, “Sivas Kamu Kurumlarında Kullanılan Zemin Kaplamalarının Kaymazlık Özelliklerinin Belirlenmesi” konusunda yapılan akademik çalışmalar sonucunda yaptığım ölçümlerde kamu kurumlarının zemin kaplamalarının ıslak ortamda çok yüksek kayma direnci değeri elde edilmiştir.” dedi.
Ulusal Zemin Güvenliği Enstitüsü kurucusu Dr. Gültekin Coşkun, yaya yüzey zemin kaplamalarının kayma risklerinin belirlenmesi ve güvenlik sınıflaması konusunda gazetemize açıklama yaptı.
Günlük yaşantımızdaki en önemli konularından biriside zemin kaplamalarıdır. Bastığımız yerlerin insan sağlığı açısından her hangi bir kazaya sebebiyet vermemesi için zeminde kullanılan malzemelere çok dikkat edilmesi gerekilmektedir.
Özellikle topluma açık ve kapalı alanlar başta olmak üzere okul, hastane, havaalanı, AVM, metro istasyonları ve hatta evlerimizde kullanmış olduğumuz zemin kaplamalarından kaynaklı birçok kaza sonucu insanların yaralanmasına hatta hayatlarını kaybetmelerine yönelik ölümlü kazalar meydana gelmektedir.
Dr. Gültekin Coşkun, Yaya yüzey zemin kaplamlarının kayma risklerinin belirlenmesi ve güvenlik sınıflamasının yapılması konusunda ülkemizde ilk ve tek doktora çalışmasını yaptığını ve bu doktora çalışmasını sanayiye kazandırmak adına da Cumhuriyet Teknokent’te “ulusal zemin güvenliği enstitüsü” nü kurarak zemin güvenliği üzerine çalışmalar yapmaya devam ettiğini ifade etti.
1996 yılında Cumhuriyet Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği bölümünden, 2013 yılında ise Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Maden İşletme Anabilim dalından mezun olup, doktora unvanını alan Dr. Gültekin Coşkun, bir akademisyen olarak, yaya yüzey zemin kaplamalarının kayma risklerinin belirlenmesi ve güvenlik sınıflamasının yapılması konusunda ilk ve tek doktora çalışması yaptığını ve yine bu konuda ulusal ve uluslararası makaleleri, SCI yayınları ve AR-Ge çalışmaları bulunduğunu söyledi.
“YÜZEYLER STANDARTLARA UYGUN OLMALI”
Çoşkun, gazetemize yaptığı açıklamalarda, “Özellikle mühendislik alanında yapılan doktora çalışmalarının ekonomiye kazandırılması, ülkemizde bilimsel gelişmelerin uygulamaya koyulması açısından son derece önemlidir. Bu amaçla yapmış olduğum doktora çalışmasını ülke ekonomisine kazandırmak, kamu kurum ve kuruluşlara katkı sağlamak, aynı zamanda ülkemizde bu tür sorunlara çözüm olmak adına; kendi imkânlarımla 2015 yılında “Ulusal Zemin Güvenliği Enstitüsü ”nü kurdum.
Ülkemizde zemin kaplamalarının kaymazlık özelliklerinin belirlenmesi konusunda standartların hazırlanmasında birçok yerde görevler aldım. Şuanda standartlarına göre yaya yüzey zemin kaplamalarının (doğal taş, mermer v.b) kayma direnci ve dinamik ve statik sürtünme katsayısı ölçümlerini hem sahada hem de laboratuvarda yapabilmekteyiz.
Hem İSG kapsamında, hem de vatandaşlarımızın zemin kaplamaları üzerinde en çok yaşadığı kazaların başında kayma ve düşme gelmektedir. Benim bu konuda bir sloganım var, ‘iş güvenliğinden önce, zemin güvenliği’ diyorum. Ülkemizde 07 Temmuz 2015 tarihinde Resmi Gazete ‘de yayımlanarak yürürlüğe giren 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun ile ıslak ortamda kullanılan zemin kaplamalarının ve eğimli rampaların kaymaz özellikte olması istenmektedir. Tüm kamu kurumlarının bu yasa kapsamında erişebilirlik belgesi alabilmeleri için yaya yüzey zemin kaplamalarının kaymaz özellikte ve standartlara uygun güvenlik sınıflamasında malzeme kullanmaları artık yasal bir zorunluluk olmuş ve zemin kaplamalarının kaygan olduğuna dair uyarı levhalarının ve yazılarının ise artık hukuken bir geçerliliği kalmamıştır.” ifadelerini kullandı.
“ZEMİN KAYMAZLIK RİSK HARİTALARI ÇIKARILMALI”
İş sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na dayalı 29.12.2012 tarihli ve 28512 resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren kanuna göre de işyerlerinde ıslak ve kuru ortamda zemin kaplamlarında kaymazlığın sağlanmasının zorunlu hale geldiğini ifade eden Coşkun, “büyük kamu binalarının, otellerin, fabrikaların, havaalanlarının ve avmlerin kaymazlık risk haritalarını çıkarmaları gerekmektedir. Bu konuda ülkemizde sahada ölçüm yapan ilk ve tek kurumuz. Bu bağlamda birçok kurumun kaymazlık risk haritalarını çıkardık ve çalışmalarımızda halen devam etmektedir. Son çıkan yönetmelikler ve kanunlar çerçevesinde vatandaş olarak, herhangi bir yerde ıslak ortamda kayıp düştüğümüz zaman ilgili kurumlar, kişiye 5 bin ile 500 bin TL arasında para cezası ödemek zorunda kalmaktadırlar diye açıklamasını sürdüren Coşkun, “avm, okul, havaalanı, kaldırım, iş yeri, otel ve kamu kurumları gibi yerlerde kayıp düştüğümüz zaman şikâyet etme hakkına sahibiz. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın resmi internet sayfasın da bu konuyla ilgili matbu evrakı indirip ve gerekli bilgileri doldurduktan sonra illerde bulunan “Erişe bilirlik komisyonlarına” başvuru yapabilmektedir. Fakat bu kurumlarda bu konuyu araştıracak ve zemin kaplamasının kaymazlık ölçümlerini yapacak uzman kişi bulunmamaktadır. Bizde UZGE olarak bu konuda danışmanlık ve bilirkişi hizmeti vermekteyiz. Bu gibi durumlarda sorumlu kişiler İSG uzmanları ve/veya ilgili kurum yöneticileridir.” şeklinde dile getirdi.
“SİVAS ’TADA ÇALIŞMALAR YAPTIM”
Coşkun, “Sivas’ta Sivas Kamu Kurumlarında Kullanılan Zemin Kaplamalarının Kaymazlık Özelliklerinin Belirlenmesi” konusunda bir akademik çalışma yaptım ve ölçüm yaptığım bütün kamu kurumlarının zemin kaplamalarının ıslak ortamda çok yüksek kayma direnci değeri elde edilmiştir. Özellikle okullarımızda zemin kaplamaları son derece riskli sınıfta yer almaktadır. Günümüzde zemin kaplamlarından kaynaklı kayma sonucu oluşan kazaları sadece kişiler yaşamamaktadır.
Ama Geçtiğimiz günlerde meydana gelen uçak kazasının da zemin kaplamasından olabileceği ihtimalide göz önünde bulundurulmalı. Evet, sadece insanlar için değil zemin kaplaması kullanılan, her araç veya uçak içinde zemin kaplamaları son derece önemlidir. Şimdi hepimiz araç kullanıyoruz. Özellikle yağmurlu bir havada arabamızın frenine bastığımıza aracımızın kaydığını ve bunun sonucunda önümüzdeki bir araca vurduğumuz ve hatta bu kayma sonucunda ölümle sonuçlanan kazalar meydana gelebilmektedir. Evet, burada araç kullanan kişinin hatası olduğunun yanı sıra asfaltın da standartlara uygun olarak yapılıp yapılmadığı, zeminin sahip olması gereken kayma direnci değerine sahip olup olmadığını da önemli bir konudur. Üzerinde durulması gereken ve araştırma çalışmalarının yapılması gereken önemli konu budur. Sabiha Gökçek Havaalanında meydana gelen uçak kazası da yukarıda bahsettiğim durumun bir örneğidir. Öncelikle ülkemizin ve hakkın rahmetine kavuşan vatandaşlarımızın ailelerine başsağlığı dilerim. Allah bir daha göstermesin. Burada sorumlu veya hatalı aramaktan ziyade sorunun nereden kaynaklandığı ve bir daha bu tür kazaların meydana gelmemesi adına bilimsel araştırmaların yapılması gerekmektedir. Yapılması gereken kazanın bilimsel verilere dayanarak araştırılması ve sonucunda ise bir daha bu tür kazaların yaşanmaması adına gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir.” şeklinde dile getirdi.
“ÖNEMLİ OLAN ÇÖZÜM ARAMAK VE ÇÖZÜM ÜRETMEK”
Coşkun, son olarak ise şunları ifade etti. “Sonuç olarak diyebiliriz ki yaya, araç, uçak vb. objelerle sonuçta bir zemin üzerindeyiz. Bu nedenle zemin kaplamalarının ne derece önemli olduğu açıkça görülmektedir. Kamu kurumlarında ki yöneticilerimiz her konuyu bilme gibi bir yetenekleri olmayabilir. Önemli olan ülke olarak, bilim ve teknolojiden uzak kalmadan konusunda uzman bilim insanlarından bilgi almak, çözüm aramak ve çözüm üretmek zorundadırlar. Bu nedenle ulusal zemin güvenliği enstitüsü olarak, kurum ve kuruluşlarla bilgilerimizi paylaşmak ve yardımcı olmak isteriz. ”şeklinde konuştu.
http://www.bizimsivas.com.tr/haber/zeminlere_dikkat_-22545.html